16 Ocak 2012 Pazartesi

MOVES LIKE JAGGER...

You want the moves like jagger
I've got the moves like jagger
I've got the mooooooves... like jagger




Jagger'ın konuyla ilgisi yok sadece şarkıyı çok seviyorum :)

  İstanbul'a gelipte ilk uğrayacağım yer elbette Taksim'di, kaçışı olmayan bir yol bu!
  Anneciğimle yılların getirdiği bir alışkanlıkla(ki artık gelenek olmuş bu) Görevimiz Tehlike yi başbaşa izlemeye gittik. Ayrıca yeni bir gelenek; filmi Atlas Sinemasında izledik. Atlas Sineması böyle nostaljik, romantik bir ortama sahip. İşinize yarayacak bir bilgi vermek gerekirse; eğer Atlas Sinemasında ışıklar söndükten sonra salona girdiyseniz telaş yapmayın, orada basamak yok! Şuan söylediğim mantıksız geliyor olabilir ama bize bunu daha önce bir başkası söylemiş olsaydı yada içeride bir yol gösterenimiz; boşu boşuna salonda twist yaparak yerimizi arayıp ilk koltuğa benzer şeye oturmazdık!
  Her neyse Görevimiz Tehlike4: Hayalet Protokolü serinin diğer filmleri gibi bol aksiyonlu, eğlenceli kısacası tatmin ediciydi. Devamının gelmesini dilerim ancak, ne olmuş öyle Tom amcaya ya, six pack mix pack kalmamış deformasyona uğramış adam!

  Bunun dışında, filmde  bu sefer bir nükleer fizik profesörünü-ajanını arayan Ethan Hawk ve ekibi(çok havalı geldi böyle bir daha diyeyim Ethan Hawk ve ekibi :) ) bir fizikçi olarak içimdeki nükleer aşkını alevlendirdi, profesörün havasından olsa gerek; azcık spoiler ama adam Kremlin sarayını sırf ortada iz bırakmamak için patlattı! Ya!
  Ayrıca bugün yine boş durmadım ve dayanamayıp sahafların kapısına dayandım. Sanki okuyacak başka kitabım yokmuşcasına... Utanarak, sıkılarak ve çekinerek bildiririm ki ilk Stephen King ve V. C. Andrews kitaplarımı aldım. Bu kitaplardan birini Can Dündar'ın kitabıyla aynı anda okuyacağım zira adetimdir birkaç kitap birden okumak. 
  İlk hedefim V. C. Andrews'tu, oda arkadaşcağızımın tavsiyesi üzerine bakındığım ilk dükkanda amcadan bir Andrews kitabı istedim adam dükkanı boşalttı, oysa ben verdiği ilk kitabı almaya çoktan karar vermiştim bile... Kitabın ismi Rain( alma sebebim direk). 

Arka kapak der ki;
Gettoda büyüyen Rain Arnold, iyi bir evlat olmak için elinden gelen bütün çabayı gösteren bir insan, aynı zamanda çalışkan bir öğrencidir. Cüretkâr kız kardeşinin aksine, hayatta kalabilmek için caddelerde kol gezen tehlikelerden uzak durur... ve çok haklıdır. Fakat Rain, kendini yaşadığı dünyaya ait hissetmemektedir, kendi dünyasında bir yabancı gibidir. Ve bir gece duymaması gereken konuşmalara kulak misafiri olur. Geçmişinde saklı sırlar, yaşamını hayal edemeyeceği bir şekilde değiştirecektir. Göz açıp kapayıncaya kadar çok sevdiği ailesini bırakıp, hiç tanımadığı insanlarla, zengin Hudson ailesi ile yaşamaya gider. Fakat kendini bu zengin ve ayrıcalıklı dünyaya da yabancı hisseder. Belirsizlikler içerisinde kıvranırken, kurtuluşu özel bir tiyatro okulunun duvarları arasında bulur. Ama bütün bunlar yüreğinin derinliklerindeki boşluğu doldurmasına ve yuvam diyebileceği bir yere sahip olmasına yetecek midir?..
  Nasıııııl???

  Diğer kitabımız Stephen King'ten "O". Bu kitabı daha önce elbette birçok kez duymuştum almak şimdiye nasip oldu. Aslında size yalan söyledim. Evet, bu benim ilk Stephen King romanım değil! Bundan yıllar önce, ben daha bir orta okul çocuğuyken King'in Tılsım isimli kitabını okumaya başladım. Beni deliye döndürüp, korkudan panik ataklara yol açacak bir kitap olmasını çok istedim. Belki de sorun buydu, belki de King'ten beklentim çok yüksekti. Ama o zamanlar aradığımı onda bulamadım ve King'le yollarımı ayırıp daha en başından aramıza bir sınır çizdim(ne abarttım ben de!)
  Aşağıda ki kapak bende ki kitapla aynı değil ama çoğu kişi kitabı bu kapağıyla bilir. Hem bu daha iyi; baktın olmuyor, korkmuyorsun aç kapağa bak(biliyorum sizde palyaçolardan en az benim korktuğum kadar korkuyorsunuz :D )

Arka kapak der ki;
Yıllar önce çocukluk kâbuslarına giren ‘O’ tüm kötülükleriyle geri dönmüştü. ‘O’ nu yok etmeleri için korkularını yenmeleri ve birlikte hareket etmeleri gerekiyordu.
Ama bu hiç de kolay değildi, çünkü ‘O‘ şeytanın kendisiydi. 
UUUU...
  Stephen King'in kitaplarına belki hiçbir zaman hayran olamayacağım ama King kitaplarından uyarlanmış filmlerin hastasıyım. The Shining, The Shawshank Redemption, Misery... Ahh ahh... Onları başka bir postta yadetmek dileğiyle, umarım yazım çok uzun değildir( ki uzun), umarım sıkılmamışsınızdır(ki sıkılmayın), iyi geceler...

PS1: Blogger'ın yazım denetleyicisi beni korkutuyor! Çekemiyor beni! TDK açık yazacağım!!! bundan sonra! 
PS2: Bugünün yazısını yarına bırakma dedim kendime ve başardım! 00:00 a ramak kala bitirdim :)


  

4 yorum:

  1. Bir sonra ki sahaf ziyaretinde de bir Ahmet Ümit kitabı edinmeni şiddetle öneririm :)

    YanıtlaSil
  2. tamam canım, onuda seninle alırız :)

    YanıtlaSil
  3. Hatta birlikte İstanbuldan alalım :) Bu arada Andrews için yorumlarını da bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  4. düşündüğümde oydu ;)O zaman Andrews'u King'in önüne alıyorum :)

    YanıtlaSil